Kopenhag yorumu

Niels Bohr

Kopenhag yorumu, Niels Bohr, Werner Heisenberg, Max Born ve diğerlerinin çalışmalarından[1] kaynaklanan kuantum mekaniğinin anlamı hakkındaki çeşitli görüşlerin bir derlemesidir. 'Kopenhag' Danimarka şehrine atıfta bulunurken, bu kullanımın bir 'yorum' olarak ilk kez Heisenberg tarafından 1950'lerde, 1925-1927 döneminde geliştirilen fikirleri ifade etmek için kullanıldığı anlaşılmaktadır, bu da Bohr ile olan anlaşmazlıklarını göz ardı etmektedir. Sonuç olarak, yorumun neyi içerdiğine dair kesin bir tarihsel açıklama bulunmamaktadır.[2][3]

Kopenhag yorumunun farklı versiyonlarında ortak olan fikirler arasında, kuantum mekaniğinin doğası gereği belirsiz olduğu ve olasılıkların Born kuralı kullanılarak hesaplandığı düşüncesi yer alır. Born kuralı, bir parçacığın belirli bir durumda bulunma olasılığının, dalga fonksiyonunun karesine eşit olduğunu söyler. Ayrıca, tamamlayıcılık ilkesi, nesnelerin belirli çift özelliklere sahip olduğunu ve bu özelliklerin hepsinin aynı anda gözlemlenip ölçülemeyeceğini belirtir. Bir nesneyi 'gözlemleme' veya 'ölçme' işlemi geri döndürülemezdir ve bir nesne hakkında yalnızca ölçüm sonuçlarına dayalı bir gerçeklik iddiası yapılabilir (yani, Kopenhag yorumu, varsayımsal durumları reddeder). Kopenhag türü yorumlar, kuantum açıklamalarının nesnel olduğunu, yani fizikçilerin kişisel inançlarından ve diğer rastgele düşüncelerinden bağımsız olduğunu kabul eder.[4]

Yıllar içinde, Kopenhag türü yorumların bazı yönlerine birçok itiraz yapılmıştır. Bu itirazlar, "gözlem" veya "ölçme" sürecinin kesintili ve rastgele doğası, neyin bir ölçüm cihazı olarak sayılabileceğinin tanımlanmasının zorluğu ve bu cihazları tanımlarken klasik fiziğe dayanma gerekliliği gibi konuları içerir. Yine de, tüm varyasyonlarına rağmen, bu yorum en yaygın olarak öğretilenlerden biri olmaya devam etmektedir.[5][6]

Kopenhag yorumu, mikro evrensel kuantum sistemleri ve makro evrensel ölçüm aletlerini ayırır. Başlangıçtaki olay veya cisim (elektronun yarıktan geçişi, foton veya atom) klasik kayıt aletleriyle ölçüm gerçekleşen zincirleme reaksiyonla sonuç sabitlenir, yani dalga fonksiyonu geri dönüşümsüz olarak çöker. Gözlemle ya da ölçümle görülen şey rastgele seçimlerin sonucudur. Olacak şeyler seçilemez. Olasılıklar ve ona bağlı belirsizlikler doğanın özünü oluşturur. Kuantum genlikleri farklı sonuçların olasılıklarını verir ve ne olacağı gözlem yapıldığı anda sabitlenir. Gelecek, geçmişteki belirli, “belirlenimci” kurallar tarafından tayin edilmez.

Ölçüm ifadesinden yola çıkılarak, gerçekleşeceği öne sürülen fiziksel halin teorik bilgisi Ölçüm(t)(t+T) ile sembolize edilebilir. Ancak bu teorik bilgi, “gözlemcinin bilgisel haline” bağımlıdır. Bilgisel hal öznel bir kavramdır. Gerçekleşeceği öne sürülen halin gözlemcinin ölçme ile edinmiş olduğu deneye dayalı bilgiye dayandırılması nedeni ile kestirim sürecinin “gözlemci bilgi halinden” kaynaklanan öznel bir yanı vardır. Bu nedenle, kuantum mekaniğinin Kopenhag yorumu yapılırken, yalnızca “Gözlemci kesin bir öznel gözlem yapmıştır” ifadesi geçerli olabilir. Kopenhag yorumunda öznelliğin dozu biraz artmıştır. Çünkü gözlemci ölçüm yaptıktan sonra, sistemin halini ψM yerine ψMx olarak betimler. Bu hal indirgenmesi olarak bilinen ölçüm sürecidir ve “gözlemcinin bilgisel halindeki değişiklik” olarak da adlandırılabilir.

Bir kuantum olayını, “ölçme aleti”, “ölçülen tanecik” ve ikisi arasındaki “etkileşme” sürecini kullanmaksızın tanımlamak mümkün değildir. Ölçüm sürecinde “ölçen” ve “ölçülen” şeylerin görevlerini ayrı ayrı tanımlamak mümkün olmadığından, Kopenhag yorumuna göre neyin ölçen, neyin ölçülen olduğunu ayırmak imkânsızdır. Bir nesne (ölçülen) – özne (ölçen) karışımı meydana getirir. Bu bir anlamda, özellikleri öğrenilen şey (ölçülen-nesne) ile bu dinamik özellikleri öğrenen şeyin (ölçen-özne) birbirine karışmasıdır. Bu durum Berkeley’in idealizminin modern yansıması gibidir.

  1. ^ BUCKLEY, PAUL, et al. A Question of Physics: Conversations in Physics and Biology. University of Toronto Press, 1979. JSTOR, http://www.jstor.org/stable/10.3138/j.ctt15jjc3t. Accessed 10 Aug. 2024.
  2. ^ "Copenhagen Interpretation of Quantum Mechanics". Article. Edward N. Zalta & Uri Nodelman (eds.). 3 Mayıs 2002. 5 Ekim 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 10 Ağustos 2024. 
  3. ^ Camilleri, Kristian; Schlosshauer, Maximilian (Şubat 2015). "Niels Bohr as Philosopher of Experiment: Does Decoherence Theory Challenge Bohr's Doctrine of Classical Concepts?". Studies in History and Philosophy of Science Part B: Studies in History and Philosophy of Modern Physics. 49: 73-83. doi:10.1016/j.shpsb.2015.01.005. 10 Ağustos 2024 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 10 Ağustos 2024. 
  4. ^ Omnès, Roland (1994). The interpretation of quantum mechanics. Princeton series in physics. Princeton, NJ: Princeton Univ. Press. ISBN 978-0-691-03669-4. 
  5. ^ Stapp, Henry Pierce. “The Copenhagen Interpretation.” The Journal of Mind and Behavior, vol. 18, no. 2/3, 1997, pp. 127–54. JSTOR, http://www.jstor.org/stable/43853817. Accessed 10 Aug. 2024.
  6. ^ Siddiqui, Shabnam; Singh, Chandralekha (1 Mayıs 2017). "How diverse are physics instructors' attitudes and approaches to teaching undergraduate level quantum mechanics?". European Journal of Physics. 38 (3): 035703. doi:10.1088/1361-6404/aa6131. ISSN 0143-0807. 10 Ağustos 2024 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 10 Ağustos 2024. 

From Wikipedia, the free encyclopedia · View on Wikipedia

Developed by Tubidy